Biyoçeşitlilik odaklı geleceğin mimarisi

Stefano Boeri

Çağdaş İtalyan tasarım sahnesinin en tanınmış ve çok yönlü yaratıcılarından biri olan Stefano Boeri (Milan, 1956) mimar, şehir tasarımcısı, mimarlık teorisyeni, küratör ve politikacı olarak kariyeri boyunca mesleğinin kapsamını sürekli genişletmiş bir isim.

Stefano Boeri Kimdir?

“Şehrin geleceği bugünden belli. Giderek daralan zaman çizelgesi bizi bilim kurgu gelecekten ayırıyor: Şehrin 50 yıl sonra nasıl olacağına şimdi karar veriyoruz" diyen Stefano Boeri, biyoçeşitliliğe, insanın dünya üzerindeki tüm canlılarla olan ilişkisini de kurgulayan bir mimari yaklaşımın öncüsü.

Eğitim sürecinden beri kentsel planlama odaklı düşünüp araştıran mimar, 1980'de Politecnico di Milano'nun Mimarlık Bölümü'nden mezun olduktan sonra 1989'da Venedik Üniversitesi (IUAV)'nden Bölgesel Planlama alanında doktora derecesini alır. 1990'ların başından beri çoğunlukla büyük ölçekli projelerin analiz ve planlanmasında çalışan Boeri 1993'te kentsel disiplinde yenilenmeye öncülük eden araştırma grubu Multiplicity'yi kurar. Dünya çapında hem kamusal hem de özel projelerde, farklı aktörler arasındaki sinerjiyi destekleyip güçlendirme rolünü üstlenen mimarlık şirketi tasarım sürecinde, mühendislik danışmanlarından peyzaj mimarlarına, hatta sosyal bilimcilere uzanan çok disiplinli bir diyalog yürütüyor.

Boeri Studio'dan Uzanan Bir Yol

1999 yılında Gianandrea Barreca, Giovanni La Varra ile kurduğu Boeri Studio, 2008 yılından beri Stefano Boeri Architetti olarak devam ediyor. 2000'lerin başından beri Avrupa kentlerinin kentsel dönüşümlerinde rol alan Boeri, G8 başta olmak üzere dünya siyasetini yönlendiren önemli oluşumlarda; 2016'da İtalya'nın Umbria bölgesinde Norcia ve Amatrice'nin deprem sonrası yeniden yapılanması gibi trajik olayların yönetimine da aktif bir rol üstlenir. Avrupa kültürü hakkında fikir alışverişini teşvik eden TheTomorrow (www.thetomorrow.net) web platformunun direktörlüğünü de yürütüyor. Bu platform, sanat, göç, eğitim ve yaratıcılıkla ilgili konuları tartışmak için akademisyenler, politikacılar, sanatçılar ve genel izleyici arasında açık bir iletişim ağı oluşturmayı başardı.

Önemli Eseri "Bosco Verticale"

Dikey Orman

Milano'da 2010 yılında şehirde düzenlenen en ilgili uluslararası etkinlik olan Expo 2015 sitesinin ana planını çizen mimar, son on yılın en ikonik binalarından biri olan Bosco Verticale (Dikey Orman)'yi inşa eder. Boeri'nin sözleriyle, "Sadece insanlara değil, aynı zamanda insanlarla diğer canlı türleri arasındaki ilişkiye de odaklanan yeni bir mimari biyolojik çeşitlilik formatı için prototip inşası" olan Bosco Verticale, sırasıyla 80 ve 112 metre yüksekliğinde iki konut kulesinden oluşuyor. Geniş çıkıntılı balkonları, orta büyüklükteki ağaçları da içeren yemyeşil bir bitki örtüsüne ev sahipliği yapan yapı, 2014'te tamamlandıktan kısa süre sonra Milano'nun yeni sembolü ve küresel biyoçeşitliliğin simgesi olur. Bosco Verticale 2015 yılında Chicago IIT'de Yüksek Binalar ve Kentsel Habitat Konseyi tarafından dünyanın en iyi yüksek binası olarak ödüllendirilmişti.  

Çağdaş mimari ve kentsel tasarımlarda bitkisel öğenin önemli rolünü vurgulayarak daha geniş, güncel bir anlatıyı benimseyen Boeri'nin bu prototipi, Nanjing'den Tiran'a, Kahire'den Huanggang'a kadar farklı bağlamlarda kopyalanır.  Mimar ve araştırmacı Dario Trabucco onun bu eserini şöyle anlatır: "Stefano Boeri imzalı Bosco Verticale, onlarca yıldır basit bir bilgisayar 'fantezisi' olan şeyi dünyanın en ilginç emlak komplekslerinden birine dönüştürmeyi başardı. Bu iki yapının eleştirenler de çok olabilir, ancak yenilikçi olduklarını kabul etmek gerekir: Kulelerin mevsimlere göre -biçim ve renk açısından- değişen görünümü ve yapay olduğu kadar doğal da olan gerçek bir habitatın sahip olduğu biyolojik çeşitlilik; ısı adalarını önlemeye olumlu etkisi ya da caddenin akustiğine katkısı bunlardan sadece birkaçı örneğin."

Koronavirüse Dirençli Şehir

2015 yılından bu yana Tiran'daki bir ofis aracılığıyla da faaliyet gösteriyor ve şu anda Genel Yerel Planı ve şehrin stratejik vizyonunu geliştirmekle ilgileniyor. Tiran 2030 olarak adlandırılan müdahale, Arnavutluk başkentinin yeni bir büyükşehir olarak yeniden tanımlanmasını ve Arnavutluk'ta son 25 yılın en kapsamlı ulusal ve bölgesel kentsel reformu olarak görülmeyi amaçlıyor. Arnavut mimarlık stüdyosu SON-Group ile birlikte ülkenin başkenti Tiran'da, koronavirüs sonrası ihtiyaçlara yanıt verecek Tirana Riverside'ı projesini yarattı. Tiran Nehri yakınında, kamuya ait bir arazide 12.000 sakin için yapılan nazım plan, daha sürdürülebilir ve koronavirüse karşı dirençli olacak şekilde tasarlanmış. Avrupa'da hükümet ve şehir yetkilileri ile mutabık kalınarak tasarlanan bu ilk mahalle, Covid 19 pandemisiyle gelen yeni standartları karşılamasının ötesinde iklim krizinin gerektirdiği tüm sürdürülebilirlik gereksinimlerini karşılayabileceğini öne sürüyor.

Milano kültür sahnesinin önde gelen isimlerinden olan Boeri, Domus ve Abitare gibi iki önemli tasarım dergisini de yayın direktörlüğünü üstlendi. 2018'den beri La Triennale di Milano Vakfı'nın başkanlığını yürüten mimar kendi şehrinde, mimarlık ve şehircilik alanında en aktif ve proaktif figür olduğu Bookcity, Pianocity, Mi / Arch ve Milano Arch Week, 2020) gibi önemli etkinlikleri de tasarladı.  1990'ların sonundan beri Boeri, yaşadığı ve çalıştığı şehir olan Milano'nun yerel ölçeğinde otoriter bir figür olarak kendini kanıtlamıştır zaten. 1996'da Arturo Lanzani ve Edoardo Marini ile birlikte Lombardiya bölgesinin metropolleşmesi ve kent kültürü üzerine ufuk açıcı bir cilt olan Il territorio che cambia'nın ortak yazarlığını yapmıştı.

Stefano_Boeri-Stati_Generali_Expo_2015

Bosco Verticale, onlarca yıldır basit bir bilgisayar 'fantezisi' olan şeyi dünyanın en ilginç emlak komplekslerinden birine dönüştürmeyi başardı. Bu iki yapının eleştirenler de çok olabilir, ancak yenilikçi olduklarını kabul etmek gerekir

20190225_Stefano_Boeri_Architetti_Tirana_Vertical_Forest_02

Yorum Yaz

{{user.tamisim}} {{user.tamisim}}