Bütünsel Tasarımın İzinde

Florence Knoll

Savaş sonrası modern dönemin erkek egemen dünyasında bildik kalıpları yıkarak, onlarca yıl endüstriyi yönlendiren Florence Marguerite Knoll Basset, açık plan ofis sistemleri ve bütünsel tasarım yaklaşımıyla 20. yüzyılın en etkili figürlerinden biri oldu. İlk eşi ve ortağının adını taşıyan Knoll firmasını, çağının ötesine taşıyan Planning Unit açık ofis sistemiyle, modern çalışma ortamını yeniden tarif etti.

İncelikli çizgilerde yalın mobilyalar, dekoratif kumaşlar, akışkan çalışma istasyonlarıyla Amerika'da savaş sonrası dönemine ait kurumsal ofislerin çehresini değiştirdi.  20. yüzyılın ortalarına modern çizgiyi temsil eden Florence Knoll'un tasarımları, bugün bile modern klasikler olarak ofislerde, evlerde, kamusal alanlarda ve müze koleksiyonlarında yerini korumaya devam ediyor.

Florence Knoll Kimdir?

Florence Marguerite Schust -arkadaşlarının verdiği takma isimle Shu- 24 Mayıs 1917 tarihinde Saginaw, Michigan'da doğmuş. Tasarım dünyasının zirvesine ulaşan hayatı bir trajediyle başlar. Bir fırın şirketini yöneten babası öldüğünde 5, annesi öldüğünde ise 12 yaşındadır. Vasisi onu Michigan'da, Kingswood'da yeni açılan bir kız okuluna kaydeder; okulun Fin mimarı Eliel Saarinen; aynı zamanda mimarlık ve tasarım dünyasının öncü kurumlarından biri olan Cranbrook Academy of Art’ın da yöneticisidir. Genç Florence Schust okulun mimari güzelliğinin büyüsüne kapılarak, kendisine en uygun okulun o olduğuna karar verir. Kingswood’da mimarlığa olan özel ilgisi Eliel Saarinen’in dikkatini çeker. Bir süre sonra Saarinen’in büyüyen ailesine katılır; Avrupa seyahatlerinin ve Helsinki’de yazlık evlerinin daimi konuğu olmuştur artık. Eliel Saarinen’in oğlu -New York'taki CBS merkezi, Kennedy Uluslararası Havaalanı TWA Uçuş Merkezi gibi yapıların mimarı- Eero da en yakın arkadaşıdır.

Kingswood’dan mezun olduktan sonra Eliel Saarinen’in önerisiyle zorlu tasarım eğitiminin başlayacağı Cranbrook Academy of Art’a kaydolur. Londra'daki Architectural Association’da iki yıl geçirdikten sonra II. Dünya Savaşı’nın patlamasıyla birlikte Amerika’ya döner. Boston'da, Walter Gropius ve Marcel Breuer'ın bir yıl boyunca çıraklığını yapar. Ardından Columbia Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nde Mies van der Rohe’nin stüdyosunda eğitim görür. Bauhaus fikirlerini Amerika’ya taşıyan bu isimler ve ailesinden gibi gördüğü Eero Saarinen ileride Knoll markasının geleceğini değiştirecektir. Tasarım çizgisini belirlerken, ona en çok ilham veren de şüphesiz titiz ve metodik yaklaşımıyla Mies van der Rohe olur.

1941 yılında mimarlık diplomasını ise Chicago’da -şu anda Illinois Teknoloji Enstitüsü olan- Armour Institute of Technology’den alır ve Mimar Wallace K. Harrison’un ekibinde Rockefeller Center, Birleşmiş Milletler ve Lincoln Center projelerinde çalışır. 1943 yılına gelince ise Almanya’da mobilya şirketi olan bir ailenin üçüncü kuşak üyesi Hans Knoll ile evlenir ve onun New York’ta kurmuş olduğu Knoll Associates’in de ortağı olur. 20 yıl boyunca bu markayı, ABD’de ve bütün dünyaya yayılan 35 mağazasıyla dünyanın en büyük ve en prestijli tasarım firmasına dönüştürmek için çalışacaktır.  

Adım Adım Başarı

Çok küçük yaşlardan beri yanında yetiştiği Bauhaus ustalarından ilham alan Florence Knoll, binanın strüktüründen iç mekan tasarımına, mobilyalarından tekstil ürünlerine, her ölçekte “bütünsel tasarım” felsefesini ortaya koydu. Tasarımcı olarak rolünü “dekoratör” değil, “mekanı biçimlendiren kişi” olarak tarif ediyordu. Herkesin çığır açıcı olarak kabul ettiği Planning Unit projesiyle, bağımsız ofisler yerine, ortam tasarımıyla birlikte özümlenen açık ofis sistemleri; esnek ve dönüşebilen mobilya serileriyle, insan, mekan ve mimari ilişkisini önceleyen sistemler yarattı. Canlı renkleri, akustik kumaşları, krom ayaklı kanepe ve masaları, oval toplantı masası ve havada yüzer gibi görünen açık basamaklı merdivenleri mimariyle bütünleşen iç mekanlara entegre etti.

Knoll Associates Çalışmaları ve Başarıları

Knoll Associates markasını ileriye taşıyan girişimlerinden biri de 1940 ve 1950 yılları arasında dönemin en iyi tasarımcılarıyla birlikte -özel yaşam ve çalışma alanları için pazardaki bir boşluğu da dolduracak- tekil parçalar üretmek oldu. Tasarımcı arkadaşlarına, ustalarına sipariş vererek ya da var olan tasarımları için telif ücreti ödeyerek firmanın ürün gamına heykelsi mobilyalar katmaya başlar. Harry Bertoia’nın Knoll’un siparişiyle bir metal atölyesinde aylar boyunca çalıştıktan sonra yarattığı sandalyeler gibi… Diamond alüminyum üzerine parlak krom kaplama tel sandalyeler, Knoll’un bugün de neredeyse anonimleşen “zamansız” ürünleri arasında.

Birlikte büyüdüğü Eero Saarinen’den “kolayca kıvrılıp oturabileceği büyük, yastıklarla dolu sepet gibi görünen” bir sandalye tasarlamasını ister ve -“rahim” anlamına gelen isminin de çağrıştırdığı gibi- hem insanın kendi içine dönebileceği bir oasis yaratan hem de sayısız pozisyonlarda oturuma olanak veren, bir başka modern-klasik Womb Chair’i yarattı. Isamu Noguchi'nin taşıyıcı işlevi gören, metal çubukların hortum yaratır gibi göründüğü Cyclone yemek masası (1950), Mies van der Rohe ve Lilly Reich’in İspanya, Barselona'daki 1929 Uluslararası Fuarı için tasarladığı -deri ve çelik Barselona sandalyesi gibi kimi Knoll ürünleri, 20. yüzyılın en beğenilen tasarımları arasında. Bugün hala üretimde olan, sehpadan oturma mobilyalarına kimi müze koleksiyonlarına alınmış 100’den fazla tasarımda da Florence Knoll’un imzası var. 1961 yılında tasarladığı Florence Knoll masasıyla American Institute of Architects (AIA)’den Endüstriyel Tasarım alanında Altın Madalya alan ilk kadın tasarımcı olmuş.

1955'te eşini bir trafik kazasında kaybettikten sonra yönetimi devralarak bunu şirket hisselerini devrettiği 1960 yılına kadar başarıyla sürdürür; 1965 yılında mimarlık ve tasarım işinden emekli oluncaya kadar da markanın tasarım direktörlüğünü yürütür. Direktörlüğünün son on yılında Knoll iş hacmini iki kat büyüterek, ülkenin en etkili tasarım firmalarından birine dönüşmüştür.

Alvar Aalto

Herkesin çığır açıcı olarak kabul ettiği Planning Unit projesiyle, bağımsız ofisler yerine, ortam tasarımıyla birlikte özümlenen açık ofis sistemleri; esnek ve dönüşebilen mobilya serileriyle, insan, mekan ve mimari ilişkisini önceleyen sistemler yarattı.

Alvar-Aalto
alvar-aalto-fabrice-fouillet-paimio-sanatorium
Yeni Proje (61)

Yorum Yaz

{{user.tamisim}} {{user.tamisim}}