Bambudan Kule
Hauts Malesherbes'in kentsel dönüşüm bölgesinden sorumlu mimar Christian de Portzamparc'ın verdiği tam yetkiyle, Fransız mimar ve yeşil duvar tasarımcısı Édouard François'in tasarladığı Flower Tower bir sosyal konut projesi. 2004 yılında tamamlanan on katlı bina Paris'in 17. bölgesinde yer alıyor.
Binanın en ayırt edici özelliğinin hangisi olduğunu söylemek kolay: Binanın ayrılmaz bir parçası olan 380 saksı bambu bitkisi. Balkonlardan sarkan ve birer botanik hazinesi olan Paris'in pencere saksılarından ilham alan bu cephe elemanları, Ductal'ın (Lafarge) ilk uygulamalarından biriydi. Tüm taşıyıcı duvarlardan arındırılmış olan bu sosyal konutun sakinleri, rüzgar estiğinde bambu hışırtısının ve yapraklardan süzülen bir günışığının tadını çıkarabiliyorlar. Cephede konumlanan asansörün iki tarafının da cam olması, ışığın ortak alanlara girmesine izin veriyor.
Yeşil duvarlarla, sürdürülebilir mimari denemelerinden biri olan Flower Tower, 2004 yılında inşa edildiğinde, oldukça sansasyon yaratmıştı. Aradan geçen bu süre içinde bina da bir canlı organizma gibi değişime uğramış. On kat üzerinde 380 bambu saksısı bulunan binanın kendisi, otsu perdesinin ardında neredeyse görünmez durumda. 17. bölgede Jardin Claire Motte bahçesinin yanında yükselen bina, bu yeşil alanın -hem bahçede gezinenlerin hem de bina sakinlerinin yararlanabileceği- dikey bir uzantısı olarak tasarlanmış. Hareket ettirilemeyen, sabit saksilardaki bambular, bakımsız kalma riskini ortadan kaldırmak için yağmur suyunun kullanıldığı otomatik bir sulama sistemiyle sulanıyor.
Bambu, sadece dayanıklı ve hızlı büyüyen bir bitki olduğu için değil, rüzgarda ses çıkardığı için de seçilmiş." İçerdekilere bir ağaçta uyudukları duygusunu veriyor" diye açıklıyor bunu mimar Edouard François. Sosyal konut olarak tasarlanan binada, cepheleri oluşturan saksılardaki bambu bitkisi, yaz aylarında doğal güneşlik, serinlik ve mahremiyet sağlayan perde işlevi görüyor.
Bambuda çiçek olmadığı için “Flower Tower (Çiçek Kulesi)" adının yanıltıcı olduğunu söyleyebiliriz. Bitkiler binanın üç tarafını kaplıyor, güneş almayan kuzey cephesinde ise gri/beyaz karışımı beton ona bitmemiş bir görünüm veriyor. Mimara göre bu tercih, çekici ve çirkin olan arasında bir ying ve yang etkisi yaratmak; ham yüzeyle kontrast yaratarak bitkilerin daha çekici görünmesini sağlamak amacıyla yapılmış kasıtlı bir seçim. Binanın içi de özenle tasarlanmış. Giriş holü yoktur, bunun yerine binadan parka doğru (bambudan geçerek) bakan bir cam asansör sakinleri her kata çıkarır. Bambu kule olarak bilinen binayı farklı kılan ikinci karakteristik özelliği ise iç mekanlarda taşıyıcı duvarlar olmadığı için ev sakinlerinin dairelerini istedikleri gibi değiştirip uyarlayabiliyor olması.
Bir sosyal konuttan beklendiği gibi, bu özel tasarım daha düşük inşaat maliyetleriyle hayata geçirilmesini sağlamış. <ön cephesinde Jardin Claire Motte'nın sunduğu çarpıcı manzara; binanın Saint Lazare demiryolu hattı ve kent çeperindeki otoyolunun yanında konumu göz önüne alındığında "yaşanabilir ortamı erişilebilir kılması" açısından başarılı bir proje.
Fotoğraflar: Edouard François'in izniyle


DİĞER YAZILAR
Yorum Yaz