İrfan Balıoğlu
FSHD hastası olan İrfan Balıoğlu’nun öz yaşam öyküsünü anlatan kitap, Pelin Derviş editörlüğünde Melkan Gürsel iş birliğiyle yayınlandı.
FSHD her bireyde farklı seyreden bir kas hastalığı türü. Bazen kişi hasta olduğunun farkına varmayabiliyor, bazen de hareketleri önemli ölçüde sınırlanıyor. Bugün için hastalığın bilinen bir ilacı yok, hastalara ancak doğru egzersizler ve fizik tedavi yöntemleriyle destek verilebiliyor.
Sağlık Sorunları
İlk belirtileri erken ergenlik döneminde yaşamaya başlayan Balıoğlu, ortaokuldayken hareket etmekte zorlanmaya başlar. Lisede tahtaya yazı yazması gerektiğinde kolunu yukarıya kaldırmakta güçlük çeker ve artık çıkması gereken basamakları hesaplamaya başlar. Hastalığın asimetrik olarak ilerlemesiyle, üniversite süresince geçirdiği her yıl, yürümekte daha da zorlanır. FSHD’nin ilerleyici özelliği yıllar boyunca devam eder ve bu durum onu sonunda ancak başka insanların desteğiyle hareket edebilme, solunum cihazıyla nefes alabilme aşamasına kadar taşır.
Sağlıkla ilgili verdiği mücadelenin yanı sıra engel tanımayan tavrı, onun Türkiye’nin en iyi mühendislerinden biri olarak anılmasını, öncü çalışmaları nedeniyle aranan bir yapısal tasarım mühendisi olmasını sağlayacaktı. Ayrıca, bilgisayarın daha adı konmamışken, bilgisayar programları yazacak ve bu çalışmalarını yıllarca tutkuyla sürdürecekti.
İrfan Balıoğlu’nun yaşamı, hepimize ilham verecek nitelikte. Ancak onun yaşamı, özellikle FSHD hastaları için özel mesajlar içeriyor. Bu kitap, mesleki çalışmaları nedeniyle yapısal tasarım mühendisliği ve mimarlık tarihi açısından önemli notlar içermekle birlikte, esas olarak FSHD hastaları düşünülerek, onlara güç vermek umuduyla yazılmış.
İrfan Balıoğlu kimdir?
1946 yılında Erzincan, Eğin’de dünyaya geldi. İlkokula Eğin’de başladı, İstanbul’da tamamladı. 1963-1968 yılları arasında İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi’nde okudu. Mezuniyetinden sonra yapısal tasarım mühendisliği alanında çalışmayı seçti ve bu konuda Türkiye’deki ilk bilgisayar programlarını yazdı. Konusundaki bilgisinin ve bilgisayar teknolojisinin gelişmesiyle programlarında da gelişmeler oldu. Meslektaşları arasında yaygın kullanılması gerektiğine inandığı için, programlarını bir dönem İnşaat Mühendisleri Odası’nın kullanımına sundu. Kendi yarattığı imkanlarla, elle hesap döneminde yapılması neredeyse imkansız denebilecek, genelde projesi yurtdışında yaptırılan, aynı yolda çalışan çift kreynli Pendik Dizel Motor, Gebze AEG-ETİ, Aliağa HABAŞ Demir Çelik fabrikalarını, Orta Doğu’nun en büyük gemi yapım fabrikası olan ve 80 metre açıklık, 80 metre yükseklikteki UM Denizcilik tersanesini projelendirdi.
Ağır sanayi tesisleri ve tersane projelerinin yanı sıra Akmerkez, Mersin İş Merkezi, İş Bankası Genel Müdürlük Binası gibi Türkiye’nin ilk yüksek yapılarına imza attı. Bu projeleri, İstanbul Sapphire, Skyland Istanbul, Ege Perla, İstanbul TV ve Radyo Kulesi ve diğer yüksek yapılar takip etti. Türkiye’nin çeşitli illerinde gerçekleştirdiği işlerin yanı sıra yurtdışında da çok sayıda proje üzerinde çalıştı. Kurucusu olduğu Balkar Mühendislik’te, 2018 yılının Mayıs ayına kadar –sonradan kendi bürosunu açmış veya diğer müesseselere geçmiş– birçok mühendis ve teknik ressam yetişti. Bu tarihte, isim kullanma hakkıyla birlikte iki istisna hariç bürodaki tüm projeleri çalışma arkadaşlarına terk etti. Atatürk Kültür Merkezi ve İstanbul TV ve Radyo Kulesi projeleriyle aktif çalışma hayatını sonlandırdı.
Bunlar da ilginizi çekebilir:


DİĞER YAZILAR
Yorum Yaz