Çocuk Oyun Alanı

Kengo Kuma and Associates, birbirine bağlı kütüklerden oluşan bir oyun alanı yapısı oluşturmak için Kanadalı oyun alanı tasarım şirketi Earthscape ile iş birliği yaptı. Japonca “ahşap dağ” anlamına gelen Moku-Yama adı verilen yapı, etkileşimli tepeler ve vadiler oluşturacak şekilde dikey olarak gruplandırılmış ahşap kütük kümelerinden oluşuyor.

Ekip, “Moku-Yama sanat ve oyun arasındaki çizgiyi bulanıklaştırıyor. Çok sayıda bireysel ve sosyal oyun deneyimine olanak tanıyan, kuralcı olmayan bir form” şeklinde yapıyı açıklarken; tırmanmaktan kuş gibi tünemeye, yüksekten atlamadan saklanmaya kadar yapının üzerinde, altında ve çevresinde oyun oynamaya olanak sağladığını vurguluyor.

Ahşaptan tepeler ve vadiler

Her modül, maksimum tepede 3 metre yüksekliğe ulaşan kütüklerin farklı şekilde düzenlemesiyle oluşturulmuş. En küçüğü tek bir zirveyle 6m x 9m boyutlarında, en büyüğü 11 metre genişliğinde ve dalgalı kütük “bölmeleri” içeriyor. Her yapı, farklı düzeyler oluşturmak için üzerlerine kütük gruplarının eklendiği çeşitli yapısal direklerle destekleniyor. Kütüklerin üst kısımları yürüyerek geçilebiliyor, altındaki alan ise ahşap sarkıtları andırıyor. Yapının kenarına doğru, yere dikilen kütükler merkeze erişim noktaları oluşturuyor.

Alaska sarı sedirinden kütükler

“Kütükler yüzüyor gibi görünüyor ve neredeyse görünmez olan yapı, her açıdan deneyimlendiğinde hayranlık duygusunu artırıyor" diyen mimarlık ofisi, Moku-Yama’nın özellikle çocuklar için tasarlandığını, ancak “Mimari estetiğinin çoğu zaman oyun ve kamusal alanlardan dışlanmış hisseden gençleri ve yetişkinleri de cezbedeceğini” söylüyor. Tasarımda zamanla rengi değişmeyen ve leke tutmayan dönüştürülmüş Alaska sarı sediri kullanılmış.

KKAA ortağı Balázs Bognar yaklaşımlarını şu sözlerle özetliyor: “Oyun alanları ile mimari arasındaki ayrım sanıldığından daha az. Projeleri büyüklük, prestij, kâr açısından değil; topluma katkılarına göre hayata geçiriyoruz. Kültürel etki bizi heyecanlandıran en önemli faktör. Oyun alanları çocuk için ortaya koyduğumuz mimarlıktır.”