Grzywinski+Pons imzalı

Doğu Yakasında Bir Otel

Berlin'in Friedrichshain semtinde Grzywinski+Pons mimarlık ofisinin tasarladığı, adını anıtsal duvardan alan Locke at East Side Gallery Oteli; kafe, bar, dinlenme salonu, ortak çalışma ve etkinlik alanlarına sahip bir otel. Baskının tarihteki en doğrudan mimari tezahürlerinden biri olan Berlin Duvarı'nın ayakta kalan en uzun bölümü, organik olarak uluslararası sanatçıların özgür ifadesi için bir tuvale dönüştüğünde The Eastside Gallery (Doğu Yakası Galerisi) de doğmuş oldu. 

"Projeyi; kamusal ile özel, sakinler ile misafirler, sanat ile ticaret, şehir ile nehir, Friedrichschain ile Kreuzberg arasındaki gerilimi sorgulayan, mekana özgü bir dizi eşik olarak tasarladık" diyen mimarlar, bölmek ve kısıtlamak için inşa edilen yapının artık bir etkileşim alanına dönüşmüş olmasından ilham almış. Grzywinski+Pons, böylesi köklü bir bağlamda oteli bir değişim alanı, fikir ve deneyimlerin buluşma noktası olarak tasarlamış. 

Berlin'in mikrokozmosu

Grzywinski+Pons projenin tanıtım metninde mimarlık yaklaşımlarını şöyle anlatıyor: "Otelin kamusal alanlarının çoğunu oluşturan zemin kat aynı zamanda Muhlenstrasse'yi Berlin Duvarı'ndaki bir açıklık aracılığıyla Spree Nehri'ne bağlamaya da hizmet ediyor. İçerisinde kafe, bar, resepsiyon, lounge ve ortak çalışma alanlarını barındırırken bu bağlantıyı hem görüş hattı üzerinden hem de kamusal geçiş hakkı olarak sürdürdük. Bu sosyal alanlara Berlin'in bir mikrokozmosu gibi davrandık. Görünürlük, erişim veya dolaşım konusunda herhangi bir kısıtlama yoktur ve tüm seviye kendisini okunaklı bir bütün olarak sunuyor."

Kapalı Hiyerarşi

Sosyal alanlarda kamusal ve özel arasındaki gerilim aynı zamanda maddi bir tarzda ve üstü kapalı hiyerarşide de yinelenmiş. Tüm dış duvarlar tamamen camlı  veya brüt beton; yüksek tavanlar ve hizmet alanları kapalı ve tek renklidir. Yerleşik oturma yerleri ve saksılar, yalın seramik zeminlere sabitlenmiş, geri dönüştürülmüş kum ve kireçten oluşan yerel kaynaklı tuğlalardan yapılmış. 

Malzeme ve renk paletine karar verirken farklı katmanlar yaratan mimarlar bu tercihlerini şöyle açıklıyor: "Hacmi nazikçe düzenlemek için yivli yarı duvarlar ve gölgeli perdeler kullanarak ayakta duran yolcuların göz çizgisinin altında yatay bir referans noktası oluşturduk. Doğramalar ahşap, eskitme taş, oniks, zellige kiremit ve alçı ile kaplanırken, çıtalı ve kasetli kanopiler mekan boyunca çeşitli kompozisyonları barındırıyor.”

Renk ve doku paleti

“Katmanların sonuncusu en renkli ve coşkulu olanıdır. Gümüş adaçayı renginde uzun tüylü kilimler, rattan paravanlar, ultrasüet döşemeler ve rustik seramikler zeminlerin ve ankastrelerin üzerinde duruyor. Yemyeşil bitki örtüsü saksılardan dışarı taşıyor ve tavandan çağlayanlar halinde akıyor. Mobilyalar; ahşap, kamış, kumaş, kordon ve taştan oluşan geniş ama uyumlu bir paleti kapsıyor; yumuşak çalışma aydınlatması ise geniş alanda mahremiyeti daha da artırıyor.

Konuk Odası Tasarımı

Konuk odalarının tasarımı, eşiksellik araştırmamızı daha da ileri götürdü. Eşikler genellikle hareket, değişim ve geçici özelliklerle ilişkilendirilir; bunlar görünüşte sakin bir alanın yaratılmasıyla çelişen nitelikler. Ancak bu diyalektiği incelemek, sonuçta konuk odalarında mahremiyet, rahatlık ve dinginlik hatta sığınma duygusunu aşılama arzumuzu destekledi. Binanın baskın doğu-batı eksenine sahip doğrusal planı, kendi sınıflandırmasını ortaya koyuyor. Koridorun kuzeyindeki odalar Muhlenstrasse'nin gürültüsüne, canlı Doğu Yakası Galerisi'ne ve Friedrichschain'in sürekli genişleyen siluetine bakıyor. Güneydeki odalar ise sakin Spree Nehri'nı kucaklıyor.

Odaların içinde birincil bir dikey veri oluşturduk. İşlevi düzenleyen ve çeşitli maddiyatlarıyla etkileşimi kullanan, kendimize ait bir eşik duvarı. Esas olarak ahşap panellerden oluşan duvarımız bir gardırop, bir komodin, mekanik sistemleri gizler, mutfak ve banyoyu içerir ve koridora çıkışı kapsar. Duvar düzeneği içindeki sürgülü panel, hemen dışarıdaki Spree Nehri'nin yüzeyine referans vermek ve onu kutlamak için tasarladığımız fırınlanmış camdan yapılmıştır. Nehir gibi panel de bir eşik görevi görüyor ve düşünceli bir mekana, yani banyoya açılıyor."

Pastel renkli mobilyalar

Grzywinski+Pons ayrıca odalardaki tüm mobilyaları da tasarlamış ve bu parçalarda renk, sıcaklık ve dokuyu daha da ileriye taşımış. Zerdeçal sandalyeler, pastel aynalar ve yoğun örgülü çim halılar, süet ve rattan yer perdeleri ve yatak başlıkları ile yan yana geliyor. Aydınlatma, pratik olduğu kadar mekanın dingin atmosferine de değer katıyor. 

Proje Künyesi 

Konum: Berlin, Almanya
Mimarlar: Grzywinski+Pons
Alan: 7200 m²
Yıl:  2023
Fotoğraflar: Nicholas Worley
Üreticiler: GIRA, JUNG , Laufen , Ariostea , Ex.T , FLOS , Florim , Hafele , Hakwood , Luceplan , Oluce, Smeg
Baş Mimarlar: Matthew Grzywinski, Amador Pons

Bunlar da ilginizi çekebilir:

 

 

locke-at-east-side-gallery-grzywinsi-plus-pons_15

Grzywinski+Pons ayrıca odalardaki tüm mobilyaları da tasarlamış ve bu parçalarda renk, sıcaklık ve dokuyu daha da ileriye taşımış. Zerdeçal sandalyeler, pastel aynalar, yoğun örgülü çim halılar, süet ve rattan yer perdeleri ve yatak başlıkları ile yan yana geliyor. Aydınlatma, pratik olduğu kadar mekanın dingin atmosferine de değer katıyor. 

locke-at-east-side-gallery-grzywinsi-plus-pons_21
locke-at-east-side-gallery-grzywinsi-plus-pons_25
locke-at-east-side-gallery-grzywinsi-plus-pons_29
locke-at-east-side-gallery-grzywinsi-plus-pons_7
locke-at-east-side-gallery-grzywinsi-plus-pons_4
locke-at-east-side-gallery-grzywinsi-plus-pons_2
g-plus-p-esg-sketch-comp-1-1

Yorum Yaz

{{user.tamisim}} {{user.tamisim}}