Yıldız Entegre ile

Tasarımcıların Gözünden Milano Mobilya Fuarı İzlenimleri

İtalya’nın mobilya ve aksesuar tasarımına yön veren tasarım haftası 18-23 Nisan tarihleri ​​arasında gerçekleşti. Salone del Mobile (Uluslararası Milano Mobilya Fuarı), Euroluce, SaloneSatellite, Brera ve Tortona gibi kente yayılmış farklı alanlarda, FuoriSalone'nin önerdiği Laboritorio Futuro (Geleceğin Laboratuvarı) temasını da destekleyen yeni deneyimler, konferanslar, tematik sergiler ve enstalasyonlar düzenlendi.

Araştırma, tasarım ve endüstri arasındaki bağları güçlendirmek amacıyla Yıldız Entegre'nin düzenlediği ilham turuna katılan Ayça Akkaya Kul, Alp Nuhoğlu, Ece Yalım, Emre Evrenos, Kunter Şekercioğlu, Ozan Sinan Tığlıoğlu, Şule Koç ve Yeşim Bakırküre gibi mobilya tasarımlarıyla da bilinen yaratıcı isimler, iSaloni Milano Mobilya Fuarı’nın öne çıkan yeniliklerini, izlenimlerini ve gelecek öngörülerini anlatıyor. 

Dünyanın en büyük mobilya fuarı iSaloni Milano Mobilya Fuarı’nı davetlileri ile birlikte deneyimleme imkânı bulduklarını belirten Yıldız Entegre Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Melike Alkan, “Yıldız Entegre olarak 133 yıllık köklü deneyimimizle orman ürünleri sektöründe, Türkiye’nin önde gelen mimarlarına ve mobilya tasarımcılarına ilham kaynağı olacak koleksiyonlar hazırlayarak uluslararası çapta öncü çalışmalarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Her zaman ilham almaya ve ilham vermeye büyük özen gösteriyoruz. Tasarımcılarla iSaloni Milano Mobilya Fuarı'na gerçekleştirdiğimiz ilham turuyla da hem şehirdeki ilham verici ürün ve tasarımları görme hem de fuardaki yenilikçi ürün ve tasarımları keşfetme fırsatına sahip olduk. Klasik fuar alanının yanı sıra Workplace 3.0, S.Project, SaloneSatellite gibi tasarım ve teknolojinin iç içe geçtiği çok özel alanlarda sektörün gelecek vizyonunu gözlemledik. Çok verimli ve keyifli bir fuar deneyimi yaşadık. Buradaki gözlemlerimiz ve aldığımız ilham doğrultusunda gelecekteki çalışmalarımıza yön vereceğiz.” diye konuştu.

----

YEŞİM BAKIRKÜRE

"Üst segment markalarda mermer ve koyu renk ahşap kombinasyonları ön plandaydı."

"Euroluce salonlarındaki ürünler çok ilgi çekici ve ilham vericiydi. Pandemiden sonra araştırma ve üretimin eski hızına ulaşması zaman alacaktır ama yine de Milano Fuarı’nın tasarım sektörüne değer üretmeye devam edeceğini düşünüyorum. Molteni, Boffi, Maxalto  gibi üst segment markaların mermer ve koyu renk ahşap kombinasyonlarını öne çıkardıklarını; mobilya tasarımlarında camı daha çok kullandıklarını gördüm. Laminat ve ahşap kaplama firmalarında renk ve doku çeşitliliği dikkat çekici. Ünlü tasarımcıların imzasıyla çıkan özel seriler, bu markalara hem tanıtım hem de çeşitlilik açısından önemli katkılar sağlıyor ve trend yaratıyor.

Tortona ve Brera gibi fuar alanının dışındaki bölgelerde yer alan sergiler her zaman ilham verici olurdu ama pandemiyle birlikte çoğu organizasyonun faaliyetlerini durdurmuş olduğunu fark ettik. Lambrate bölgesindeki ilham verici sergiler de bu sene yoktu. Triennale’de İtalyan Tasarım Tarihi ile ilgili sergiyi bu sefer rehber eşliğinde gezmek çok daha açıklayıcı ve faydalı oldu benim için..Ayrıca Angelo Mangiarotti retrospektif sergisi şahaneydi. Tasarımcının çok yönlülüğü, ürün ölçeğinden şehir ölçeğine kapsayıcı çalışmaları, yenilikçi bakış açısı ve ortaya çıkarmış olduğu pek çok ürünün bugün bile güncel bir anlayışa sahip olması beni çok etkiledi."

----

OZAN TIĞLIOĞLU

"Ağaç ürünlerin yenilikçi çözümleri dikkat çekici."

Mobilya tasarımlarında  doğal tonlarda ahşap renkleri, beyaz ve gri tonları gibi nötr renkler öne çıkıyordu. Sarı, turuncu ve yeşil gibi canlı renklerin; yine keten, kadife ve deri gibi doğal dokuların ağırlıklı olduğunu söyleyebilirim. Ahşabın doğal dokusunu koruyan ve yüzeyindeki doğal çizgileri ortaya çıkaran kaplamalar, fuarda da gözlemlediğimiz gibi her zaman geçerli. Son yıllarda tasarımcılar, ağaç ürünlerinde yenilikçi çözümler arıyor;  geri dönüştürülmüş ahşap veya farklı türlerdeki ahşapların bir arada kullanımı gibi… Ahşabı yenilikçi malzemelerle buluşturan tasarım örnekleri Milano'da da sıkça karşımıza çıktı. Önümüzdeki yıllara dair öngörülerime gelince, sürdürülebilirlik ve doğal malzemelerin kullanımı önem kazanmaya devam edecek..Bu trend, ahşap, bambu, geri dönüştürülmüş malzemeler ve organik kumaşlar gibi doğal malzemelerin kullanımını da teşvik ediyor.  Akıllı teknolojilerin entegre edildiği mobilyalar, markaların geleceğe şimdidien hazır olduklarını gösteriyor.

Brera ile büyük markaların olduğu Tortona'daki sergiler daha önceki yıllara göre biraz sönüktü ancak Nardi Outdoorfirmasının estalasyonu, ürün sunumlarıyla içlerinde en başarılı bulduğum alan oldu. Tartışmasız, 60'ların ortalarında Ettore Sottsass tarafından litograf ve matbaacı Giovanni Lana için Milano'da tasarlanan özel konutun bir kısmının aslına sadık kalınarak bu odada yeniden inşa edilmesini görmek etkileyiciydi.

----

KUNTER ŞEKERCİOĞLU

"Milano'nun hala merkez olmasının nedeni, stratejik yaklaşımları."

Pandemi ve küresel ekonomik daralmaların etkisi ile fuar küçülmüş durumdaydı ama bu Milano’nun mobilya endüstrisinde merkez olmasını değiştirmemiş durumda. Elbette, tasarım haftasının varlığı ile bu gerçekliği taze ve sürdürülebilir tutmayı başarıyorlar. Tüm dünyadan sadece mobilya firmalarını değil, genç tasarımcıları, yan sanayi firmalarını, girişimci tasarımcıları, yatırımcıları ve basını çektiği için büyük bir etkileşim fırsatı doğuruyor. Milano'nun hala bir merkez olmasının sebebi de bu planlı stratejik yaklaşımları zaten. Bu sebeple aslında kesişen kümelerde rekabet yaşadıkları kurumların yöneticilerini de görebiliyorsunuz sokakta veya fuarda. Duomo’ya yakın tasarım haftasının ana sergi mekanlarından biri olan büyük avlulu binada Alman Tasarım Konseyi CEO’su Lutz Dietzold’u enstalasyonları gezerken ve not alırken görmüş olmamız şaşırtıcı değildi o yüzden.  

Mobilyada belli vurgulardan, stil ve trendlerden bahsedecek olursak; koyu gül kurusu, pudra tonları (kroması yüksek flamingo/yavruağzı tonları), açık mürdüm ve güneşte kurumuş vişne tonları hayatımıza daha fazla girecek bence. Masif mobilyalar şaşırtıcı şekilde hafifler. İddia sadece tasarımlarında değil, "CNC herkeste var gel de bu hafiflikte yap" tadında... Form verilmiş kontrplak kullanımı malum ekonomik ve çevresel sebeplerle daha da artacak. Türkiye’deki sorunumuz malzeme kalitesi ve üretim hassasiyetinde olacak. Metal mobilyaların konstrüksiyonları ya kalınlaşacak ya da çok zarif incelmelere dönecek. Ana malzemesi plastik olan ama metal ve/veya ahşap ile birarada kullanılmış mobilyaların iç mekanda daha fazla kullanıldığını göreceğiz. Plastik kullanımının yeni müşterilerde algısı bir ve iki üst kuşağa göre farklı olurken,  plastik artık o plastik olmayacak. Geri dönüştürülmüş veya doğada çözülebilen malzemelerden imal edilmiş ama polimer plastiklerin avantajlarına sahip malzemeler yaygınlaşacak ve evlere hatta yatak odalarına girecek.

----

EMRE EVRENOS

"Her alanda hibrit kurgu söz konusu."

Salone di Mobile dünyadaki en önemli fuarlardan biri ve aslında bir "trendsetter" organizasyon. Bu seneki farkı bence dekoratif ve görsellikten öte innovasyon ve işçiliğin ön plana çıkartılmış olmasıydı. Firmalar neredeyse birbiriyle imalat kalitesi ve temizliğinde yarışıyorlar.

Pandemi tüm dünya için zordu. Ama İtalya bunu en ağır yaşayan ülkelerin başında. Hayatın ve gerekliliklerinin bu üç sene içinde gösterdiği değişim ve gelişim ürün gamlarında da kendini gösteriyor. Her alanda "hibrit" bir kurgu söz konusu. Renk hem stand kurgularında hem de ürünlerde çok ön plandaydı. Özellikle doğadan alınan kuvvetli renklerin gayet cesur şekilde hem büyük yüzeylerde hem de ürünlerde kullanıldığını gördük. Ahşap malzeme genel olarak doğal halinde kullanılmıştı. Bu anlamda ahşap yüzeylerde efektlere sığınmak yerine, olduğu gibi göstermek ön plandaydı.

Bu sene "BRERA Design Week" adı altında daha canlı ve firmaların daha özen gösterdiği bir oluşum vardı. Yani Salone’nin gölgesinden kurtulmaya çalışır gibiydi bence. Fakat Zona Tortona maalesef bir hayal kırıklığı idi.  Triennale di Milano’da Ettore Sotsas bölümü de çok iyiydi fakat Angelo Mangioretti sergisi hakikaten her tasarım öğrencisinin görmesi gereken bir nitelikteydi. Çalışma şekli, eskizleri maketleri, binadan obje ölçeğine kadar uzanan geniş bir alandaki üretimleri ve ön çalışmaları. Tek kelimeyle büyüleyici idi.

Milano iç mimarlık masterımı yaptığım şehir. Bu anlamda birçok hatıra ve tecrübeyi tekrar yaşamamı sağladı bu gezi… Dünyada da söylenen esprili bir söz vardır: "Italians Do It Better" Hem fikir hem kapasite hem de potansiyel anlamında gerçekten çok farkımızın olmadığını düşünüyorum. Üç kelimeyle özeti:  "Italians Show It Better" Yapılan bir iş nasıl sunulur nasıl albenisi arttırılır, biz nerde eksik kalıyoruz... Fuar sonrası eminim çoğumuzun yaşadığı his bu."

----

ECE YALIM

"En çok dikkatimi çeken, iç ve dış mekan tarzlarının iç içe geçmiş olmasıydı."

"Yan yana cesurca kullanılan canlı renkler -özellikle spectrum renklerin standlarda kullanımı- bununla beraber tonları birbirine yakın, doğal toprak renklerinin yan yana kullanımı gibi uyumlu renklerin birlikteliği hala devam eden trendler arasında. Büyük ebatta, deseni tekrara girmeyen taş, mermer dokuları, parlak yüzeyler, bol bol cam ile kombine edilen ahşap formlar dikkatimi çekenler arasında… Dikey alanlarda, duvarlarda, dolap kapaklarında baskı (print) yoluyla uygulanan desenler, cüretkar, maksimalist yaklaşımlar, iri geometrik desenler, olduğu kadar, yine doğaya referans veren yaprak desenler yine vazgeçilmezler arasında. 

Doğal toprak renkleri, toprak dokular, ev aksesuarlarında seramik, dev boyutlarda saksılarda kendini gösteriyor. İri parçalı Terazzo desenleri de hala baskın. Renk olarak en fazla, hardal (kirli sarı, gri-sarı), yeşilin tonlarının monochrome formatta birlikte kullanımı (zeytin yeşili, küf yeşili, turuncu-yeşil, haki yeşili koyu yeşil, gri yeşil), ve sıcak renklerde de puslu / chroması düşük -turuncu-kırmızıyı (kiremit) özellikle aydınlatma standlarında pek çok kez kullanıldığını gördüm.

Mobilya özellikle ev söz konusu olduğunda, en enteresan bulgu bana göre; iç mekan tarzları ile dış mekan mobilya tarzları birbirinin içine geçmiş şolmasıydı. Bence bu malzeme seçimlerini, renk ve doku seçimlerini de etkilemiş. Gelecek birkaç sene de bu yaklaşımın baskın şekilde devam edeceğini ve ürünlerin formlarını dahi etkileyeceğini öngörüyorum. Boru ayaklar, kolçaklar, sırtlar bunun en iyi örnekleri arasında.

Triennale di Milano’da müze kısmındaki tüm mobilyalara aşina olmama rağmen bir zaman çizelgesi içinde görmek beni etkiledi. Ve bir kez daha İtalyan tasarımının hala global anlamda ne kadar fazla takip edilen mertebede olduğunu gösterdi. Fuarda kaplama mobilyaların bazılarında, iri ve kontrast renkli ahşap desenlerin sıklığı dikkatimi çekmişti ki müzede tekrar Ettore Sotsass ve grubunun mobilyalarında aynı kaplamayı görünce, kendi tasarım kültürlerine ne kadar sahip çıktıklarını, bugün bile rahatça kullanabildiklerini düşündüm."

----

AYÇA AKKAYA KUL

"Biyofilik tasarım her standın vazgeçilmez bir parçasıydı"

"Mobilyada genel olarak daha yuvarlak köşeli hatlar ön plandaydı. Dolayısıyla kullanılacak malzemenin de bu dönüşlere imkan verebilmesi önemli. Renk ve dokularda daha yumuşak tonlamalar; turuncu ve gri mavi geçişler ile açık meşe kaplama tonlamaları en çok dikkatimi  çekenler. Ben, bundan sonraki süreçte insanların kendilerini daha huzurlu, aydınlık ve rahat hissettireceği mekan ve ürünleri tercih edeceğini düşünüyorum. Biyofilik tasarım da artık her standın vazgeçilmez bir parçası olmuş durumda. Doğal ya da doğayı anımsatacak ürün ve malzemeler ön plana çıkacaktır.  

Tüm mekanlarda  fonksiyonların iç içe geçtiği bir dönemi yaşıyoruz. Örneğin artık ofise gitme mecburiyeti kalkınca evinizin size çalışma  şartlarını da iyi bir şekilde verebilmesi gerekiyor. Dolayısıyla artık obje bir üründen ziyade  birçok farklı ihtiyaca cevap verebilen ürünler ve bu ürünlerin yarattığı mekanlar çözüm olacak. Bu nedenle hijyenik, çizilmez, kadife dokusu gibi iyi his veren yüzey malzemeleri ve renkleri ön plana çıkacak.

Brera hem en iyi markaların hali hazırda orada olması, hem de fuar için hazırlanmış alanların gözalıcı ve canlı olması nedeniyle oldukça hareketli ve iddialıydı.  Tortona bence bu yıl çok zayıf kalmış ve daha öğrenci sunumu gibi zayıf tasarımların sergi alanı gibi bir his yaratıyordu. Grohe’nin Brera’daki etkinlik alanı oldukça sade ve etkileyiciydi."

----

ALP NUHOĞLU

"Kullanıcının bağ kurabileceği, yalan söylemeyen(!) ürünler öne çıkacak."

Çalışma ve bireysel yaşam arasındaki keskin çizgilerin muğlaklaşması ile son birkaç senedir, yarı endüstriyel üretim, doğal malzemeler ve buna bağlı pastel ara renklerin kullanımı trendi devam ediyor. Kısa bir sürede dünyada üretim şekli ve buna bağlı sosyal yaşam eğrisinin radikal bir biçimde değişeceğini düşünmüyorum. Hızlı endüstriyel üretimin getirdiği formların benzerliği yerine, etki yaratan ve duygusal bağ kurabileceğiniz ürünlerin yaşamımızda daha geniş yer tutacağını düşünüyorum. Kullanıcının kendisiyle bağ kurabileceği, yalan söylemeyen(!), daha küçük ölçekli markalar ve bu markaların zanaatkarlığı ön plana çıkaracağı ürünlerinin bizi beklediğini düşünüyorum.

----

ŞULE KOÇ

"Daha doğal, parçacıklı, rastlantısal dokular yaygınlaşacak."

"Dominant tamamlayıcı malzemenin cam olduğunu söyleyebiliriz. Farklı dokulu kalıplara dökülmüş camların üzerinde görülen rastlantısal dalgalı, delikli, relief etkili dokular sık kullanılıyor. Büyük vazo gibi objelerin yanı sıra camı büyük ölçeklerde, masa sehpa gibi ürünlerde de yekpare olarak sıkça kullanıldığını gördük.  Mobilya firmaları kapaklarda dijital baskılı camlar da kullanmış. 

Bir süredir niş bir trend olarak gördüğüm Sottsass tarzı kaplamaların birkaç yerde yer alması, bunun yaygınlaşacak bir trend olduğunu gösteriyor. Dijital dünyadaki gerçek gibi görünmeyen gerçeklik, hyper-reality gibi görsel dillerin ürünlerde daha maksimalist niş yaklaşımlar ortaya çıkardığını düşünüyorum. Yani normalde sık kullanılmayan Sottsass gibi kaplamalar, koltuk ve sandalyelerde boyutların çok büyümesi ve artık ayakların koltuk döşemeleriyle birlikte yere basması, bulk, dökümlü, balonumsu formların yaygınlaşmasından söz edebiliriz. Aynı sebepten dolayı renklerin daha çok kullanıldığını görüyoruz, kobalt mavi gibi canlı renklerin yanı sıra monokrem pastel renk kullanımı etkisini sürdürmüş.

Ahşap özelinde hareli, farklı ahşap tonlarının bir arada kullanıldığı mobilya koleksiyonları görülüyor. Ahşap paletleri de sanki renkleri kombinler gibi bir arada kombinlenerek kullanılıyor. Ayrıca koyu, siyaha yakın ahşap tonları da sıkça kullanılmış, her zaman olduğu gibi ceviz ve kırmızıya kaçmayan sıcak ahşaplar da ön plandaydı. Eskitilmiş ahşap, kırmızı-sarı tonlu ahşaplar hemen hemen hiç yoktu. Uzun süredir trend olan pastel tonlar, aynı rengin farklı tonları ve monokrom renkler ön plandaydı. Pandeminin etkisiyle iki uç tarz görülüyor denebilir. Biri daha konforlu, sıcak, yalın sakin ortamlar yaratan doğal homojen dokulu ahşap tonları, diğeri ise daha kontrast, dinamizm ve heyecan yaratan, ortamlara enerji veren farklı tonlarda hareli ahşap kaplamalar. 

Önümüzdeki yıllarda daha önce görülmemiş malzemelerin seri üretimlerde daha çok yer alacağını düşünüyorum. Sürdürülebilirlik arayışı etkisiyle çok sayıda doğal malzeme inovasyonuna tanıklık ettiğimiz son yıllarda, artık bu deneylerin yavaş yavaş gerçek hayatta kullanılabilecek hale geldiğine tanık olabiliriz. Yakın gelecekte seri üretimlerin tamamında olmasa da bu yaklaşımın artarak devam edeceğini düşünüyorum. Daha doğal, parçacıklı, rastlantısal dokular yaygınlaşacak. Geri dönüşümlü malzemelerin kendine has estetiği kabul edilir ve teşvik edilir hale gelecek. Firmalar bu yeni, inovatif malzeme birleşimleriyle öne çıkacak.

Pandeminin uzun dönemli etkilerinden olan ev ve ofislerin daha konforlu yaşam alanları haline gelme ihtiyacı gereği, sıcak, doğal görünümlü yalın dokular da tercih edilmeye devam edecek. Bunu Thonet gibi markalarda, ayrıca ev mobilyası firmalarının koleksiyonlarında görmek mümkün. Bunun yanında sıra dışı tasarımlar da görebiliriz. AI teknolojileriyle yaratılan tanıdık ama bilimkurgu gibi görülen daha fantastik tasarımların yansımasını, daha hayal gücüne açık, cesur tasarımlarda görebiliriz. Daha önce görülmeyen pastel renklerle renklendirilmiş ahşaplar, farklı hareli desenler, doygun renk paletleri, parçacıklı kaplamalar görülebilir."

52733501351_0ebcaf9321_o
15-architectural-installations-at-the-2023-milan-design-week-and-salone-del-mobile_5
Salon_Satellite_1
Brera_2
Brera
Nardi
8-products-designed-by-architects-for-milan-design-week-and-salone-del-mobile-2023_8
milan-design-week-2023-trends_dezeen_2364_ss_sq4-1704x959
milan-design-week-2023-trends_dezeen_2364_ss_sq3-1704x1704
bene-secret-garden
Maximalism_milan-design-week-2023-trends_dezeen_2364_ss_1-1704x1704

Yorum Yaz

{{user.tamisim}} {{user.tamisim}}

DİĞER YAZILAR